Beyaz Nokta® Gelişim Vakfına Online Bağışta Bulunun
Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı desteklerinizle projelerini hayata geçiriyor.
Online Bağış YapınBulunduğunuz sayfa :
Ana Sayfa >> BN Mesajları >> Kalkınma Ağacının Gövdesi – İ.H.Baltacıoğlu
Kalkınma Ağacının Gövdesi – İ.H.Baltacıoğlu
Kalınma konulu temmuz'1968 den bir Yeni Adam seçkisi
Kalkınma Ağacının Gövdesi
I.H.Baltacıoğlu
Yeni Adam'ı sürekli olarak okuyanlar çok iyi bilirler. Yeni Adam durmayıp kalkınma konunu üzerinde çalışmıştır. Oluz beş yıldan beri toplumca kalkınmanın yolunu yordamını aramıştır. Karanlığı biraz olsun delebilmiş mi bilmiyoruz. Yalnız bunun için durmayıp çalıştık. Bu yazımda kalkınma anlayışıyla ilgili yamuk bir anlayış üzerinde duracağım.
Kalkınma deyince hatırımıza bir tek manivela gelir. Bir ucuna basınca öbür ucunu kaldırmak elde olduğunu düşünürüz. Sonra hiç [arkında olmıyarak bu manivela havalinden doğan kalkınma politikasını toplum yaşayışında uygulamak isleriz. Bu anlayışın, bu davranışın sonu ne olur, ne olmuştur bilirsiniz...
Kalkınmanın felsefesini yaparken fizik kerestesi kullanmıyalım kullanacağımız hayal kalkınma denilen kamu gerçeğine biraz uygun olsun. Bitki, ağaç denilen bir yaratık vardır. Ağaç da bir bakıma insana benzer. O da canlıdır: O da tohumdan yetişir, onun da çevresi vardır. O da beslenir, o da hastalanır. O da gürbüzleşir, sonunda yemişini verir.
Şimdi şu açık soruyu soralım. Ağaç beslenmedikçe topraklan, havadan azığını almadıkca büyüyebilir mi? Büyüyemez. Ağaç büyümedikçe, çiçek, yemiş verecek bir evreye gelmedikçe çiçek, yemiş verebilir mi, üreyebilir mi, yayılabilir mi?
Ağacın kökü var. gövdesi var, çiçekleri var, yemişleri var. Okadar da değil. Bir de soyu var. toplumlarda da öyle. Bir bakıma toplumların da kökü var, gövdesi var, çiçekleri, yemişleri var.
Toplumların kökü var diyoruz. Bu kök nedir? Bu çok önemli sorunun kısacık karşılığını veriyorum: Gelenekleri. Gelenekleri olmıyan toplumlar insan yığınından, foran kalabalığından başka bir şey değildir. Millet demek yalnız insan yığını demek değil din, dil, zevk gelenekleri bir olan toplum demektir.
Millet ağacının büyümesine geldim. Bu büyüme nasıl olacak? Gövdesindeki hücrelerin çoğalması ile, sıkışması ile. lyice beslenmiyen, gerektiği kadar azıklanmıyan gövdeler kütü sonuçlarla karşılaşırlar. Sonunda ölüm bile vardır. Bunu demek milletler için nüfusun, nüfus çokluğunun, nüfus sıklığının nekadar gerekli, nekadar önemli olduğunu göstermek demektir. Bunu demek nüfusun çoğalmasından korkmayın, doğanları besleme yollarını arayın demektir. Bu kök, bu gövde olduktan, bu kökün bu gövdenin istediği yapıldıktan sonra ağacın yemişini bekliyebiliriz.
Artık kalkınma konusuna girebiliriz. Kalkınmanın ikinci şartı gövde ile ilgilidir. Yetecek kadar nüfusu olmıyan, nüfusu yetecek kadar sık olmıyan millet köy yığını olarak yaşayan, bir türlü şehirleşemiyen milletler kalkınamazlar. Yaşama isteminin, ülkülerin var olması ancak bu nüfus yoğunluğu ile olabiliyor.
Kalabalık, yoğunluk da her şey, kalkınmanın tek etkeni değildir. Yoğunluğun herhangi yoğunluk değil, arlarında gelenek birliği olan bir toplumun yoğunluğu olmak gerektir. Aralarında bu yoğunluk olmıyan toplumlar da kalkınamazlar.
Şimdi kalkınma ağacının tepesine yıkalım. Kalkınma ağacı son işini de görmeli, yemişini vermelidir. Bu yemiş nedir? Tarım, tecim, endüstri. Bunları vermiş midir? Vermemişse neden vermemiştir? Bunun tek nedeni verimi dış etkenlerden, böceklerden, hastalıklardan korumasını bilmemektir. Bu koruma da sağıtma, eğitme yollarıyla olabilir. İnsan büyütmesini, insan eğitmesini bilmiyen milletler kalkınamazlar.
Kalkınma işinin şimdiye kadar hiç anlaşılmamış olan bir noktasına geldik. İnancımı açıklıyorum. Kalkınma yalnız nüfus işi, yalnız birlik işi, yalnız teknik işi değildir.
Kalkınma nüfus, yoğunluk, teknik dediğimiz bu üç etkenin araya gelip hep birden çalışmasıyla olabilecek bir bütün işidir. Onun için, kalkınmadan söz açınca endüstri ile olacak, eğitimle olacak, dinle. dille, sanatla olacak demek konunun tüm bir varlık olduğunu anlamamaktır.
Yeryüzünde gövde hastalığı, ruh hastalığı, toplum hastalığı diye üç türlü hastalık vardır. Gövde, ruh hastalıkları gibi toplum hastalıklarının da iyileştirilebilmesi için ünce teşhis gerektir. Birinci hastalıkları hekimler, ikincileri psikologlar teşhis edebilirler. Üçüncüleri de sosyologlar. Politikada bilime dayanmıyan milletlerin cezası sürünmektir. Dünyada bu sosyal gerçeğin tersini gösterecek bir toplum gerçeği yoktur.
Yeni adamdan Seçkiler->Kalkınma Ağacının Gövdesi- Temmuz 1968 - http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_YeniAdam