Beyaz Nokta® Gelişim Vakfına Online Bağışta Bulunun
Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı desteklerinizle projelerini hayata geçiriyor.
Online Bağış YapınBulunduğunuz sayfa :
Ana Sayfa >> BN Mesajları >> Yeni Adam Okuyucularına Sesleniş – Sabri Kolçak
Yeni Adam Okuyucularına Sesleniş – Sabri Kolçak
Sabri Kolçak tarafından yazılmış Mart'1974 Yeni Adam Seçkisi
YENİ ADAM OKUYUCULARINA SESLENİŞ
Yazan: Sabri KOLÇAK
Geçenlerde Ankara'da oturan bir aydın kişiden aldığım mektupta şunlar yazılı: «Baltacıoğlu'nun hayatını anlatan eserinizden, eğer elinizde fazla nüsha varsa bir tanesini lütfen ivedilikle gönderiniz. Bir dizi yazı hazırlıyoruz.»
Bir an durakladım, düşündüm, ağlamaklı oldum. İçimde biriken yılların acıları sanki gözlerimde nemden bir bulut haline gelmişti, önümü göremez olmuştum. Elimde bir değil, bastırdığım kitabın dörtte üçü, okuyucusunu bekliyordu. Ne büyük inanç ve umutlarla böylesine ciddi bir hizmet yoluna girmiştim. Eseri yazmak için harcadığım çabalan hatırlıyor, bastırmak için çektiğim çileleri düşünüyor, yararlı olacağı hakkındaki inancımın içtenliğini yeniden yaşar gibi oluyordum. Yapıtımı bütün aydınlara ve öğretmenlere tanıtmak için mütevazi kesimi zorlıyarak yaptığım ilanları ise anımsamak içimi burkuyordu.
Bütün bunlar bir yana, bir gün yanan İzmir hükümet konağının bahçesinde karşıma çıkan birisin dedikleri ise hepsinden korkunç ve acı verici di: «Siz bu Baltacıoğlu’nu yazmışsınız ama, ona komünist diyorlar!,, demişti. Bu sözler karşısında biran irkilmiş, ilgiliye şunları söylemiştim:
— Kitabımı okudunuz mu? Baltacıoğlu'nun nasıl büyük bir ulusçu, nasıl, bütüncü görüşe ulaşmış bir Türk büyüğü olduğunu biliyor musunuz? Aldığım cevap daha da üzücü idi:
— Yoo, hayır okumadım, öyle söylüyorlar.
1968'den bu yana bu konuda başımdan geçenleri burada anlatmak ise çok uzun sürer. Kısacası şudur ki, bu ülkede ulusuna hizmet etmiş adamların karalanması sanki en çıkar yol sayılmıştır. Bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı benim çalışmalarımı çok olumlu bulur, şevkimi artırıcı görevler vermek isterdi. Sırtımdaki ağır aile yükü beni bir çok olanaklardan uzaklaştırmıştır. Fakat, emekliye ayrıldığım zaman o dönemin sayın Milli Eğitim’nın kadir bilir çok değerlendirici yazısı elimde kalan tek avuntu belgesi olmaktadır. Ama kaçıncı kez bir adamın sınava çekilmeğe kalkışılması da olası iş değildir.
Türkiye'de değer yargılarım alt üst ederler? Tutunacak dal bırakmak istemezler. Doğrusu çok şaşılacak şeydir.
Yeni Adamalar, sizlere sesleniyorum, bazı gerçekleri de haber veriyorum:
Ben 1968 yılında (BALTACIOĞLU: Eğitimin Felsefesini Yapan Pedagog) adlı bir eser yazdım. Bunun birinci kitabında Hoca'nın (hayatı, eserleri, tezleri) anlatılmıştır. Basılan bu kısımın satılmaması için sanki Türkiye'de Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim örgütü tam bir suskunluk içine girmiştir. Oysa eser beğenilmiş, hakkında, bir çok değerli yazılar da yazılmıştır. Peki bu düşmanlık nereden ve kimden geliyor? Ben her Bakan değiştikçe bir dilekçe ile baş vurdum ve nedenlerini sordum. Cevap veren olmadı. Birinci kitabım paraya dönüşebilseydi ikincisini bastıracaktım. Bunun konuları da büyük hocanın bütünü ile «FELSEFESİ »ni yansıtacaktı. Şu başlıklar vardı içinde:
BALTACIOĞLU'NUN:
- Genel felsefesi,
- Eğitim felsefesi.
- Ahlak felsefesi,
- Din felsefesi,
- Sanat felsefesi,
- Politika felsefesi,
- Ulusal Kalkınma felsefesi.
Bu ülkede bu tür eserler yer ve değer almadıkça ulusal benliğimizi bulmak, yabancı hayranlığından kurtulup yaratıcı yollara girmek olanağı var mıdır? İleri ülkeler kendi düşünce adamlarını nasıl korur, değerlendirirler, hepiniz biliyorsunuz. Siz kendi adamlarınıza ortam hazırlamadıkça, tutup bağrınıza basmadıkça onlardan hangi mucizeleri bekliyorsunuz? Bu hakkınız mıdır? Son öğretmen kuşaklarının örneksiz yetiştiğini, bunun çok tehlikeli bir şey olduğunu haykırdık. Kimse sesimize kulak vermedi. Tam tersine nesnel değerlendirme yolu bir kenara itilerek bunca hizmetler vermiş, katkılarda bulunmuş, bütün ömürlerini ulusun yücelmesi uğruna tüketmiş adamlarımızı hiçleştirmeğe, unutturmaya çalışmanın anlamı nedir? Bu, kimlerin işine yarayacaktır, biliyor musunuz?
Yeni adamalar, sizlere sesleniyorum: Elimdeki kitapları yakayım.
Ben bu soruyu geçen dönemin Milli Eğitim Bakanına da sordum. Ses alamadım.
Şimdi sizlere soruyorum: BALTACIOĞLU’NU BÜSBÜTÜN EBEBİLEŞTİRMEK İÇİN onun hayatını anlatan eseri yakarak küllerini Ege'nin mavi sularına serpiştireyim mi? Bu sorum dolayısıyle, yabancı ülke Basınına durumu yansıtıp yansıtmadığımdan ötürü de aylarca gizlice baskı altında tutulduğumu, izlendiğimi biliyor musunuz?
Bizlere sadece ulusunu, ülkesini, mesleğini, insanlarını sevdirme, onlar uğrunda hayatımızı hiçe saydırma ülküsü aşılayan bu büyük Hocaya, ne dersiniz, kıyalım mı? Lütfen cevap veriniz!
Öğrenme Devrimi->I.H.Baltacıoğlu->Yeni Adamdan Seçkiler-> http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_YeniAdam