Haberler

Çocuk maarifine olan ihtiyaç - Mürebbilere 1932

Çocuk için masal gayet tehlikeli bir şeydir. Fakat çocuk için iyi yazılmış gerek tabiî, gerekse içtimaî vak'alar kadar canlı ve istifadeli bir şey olamaz.

resim
24.06.2012

 

 

 

Çocuk maarifine olan ihtiyaç  - Mürebbilere (1) (sayfa 191) 1932

"Çocuk maarifi „ tabiri evvelâ kulağa ve zihne garip geliyor, fakat bahse yaklaştıkça munis bulacaksınız.  Çocuklar zannedildiğinden fazla okuyucu ve iyi yazıları seçici insanlardır. Çocukluk devri kızgın bir muhayyile devridir. Çocuk hayalini kımıldatan her yazıyı okumak okutmak ve dinlemek ister. Hele hayatla, hareketle münasebeti olan her mevzu onun dikkatini uyandır. Çocukluk devri faaliyet devridir. Çocuk ezelden beri oyuncaklarını kırar, aradığı şey hep eşyanın içi, sırrıdır… Çocukların en koyu metafizikciler gibi en mutlak sualleri sormak ve cevap istemek tabiatinde olduklarını da unutmayalım... Bizim çocukluğumuz hiçte talihli bir devir değildi.

Muhayyilemizin ateşini söndürmek için çok kere harekeli masallara bile muhtaç oluyorduk!.. Gerçi bunların arasında halk menbalı, millî ruhlu eserler de vardı. Fakat yirminci asırda yaşıyan bir milletin çocukları ruhunun bütün yiyeceğini millî de olsa bu harekeli masallardan alamazdı. Nihayet günün birinde (Çocuklara mahsus gazete) imdadımıza yetişti.  O iptidaî mecmua karikatürleri, sergüzeştleri ve renkli kâğıtlariyle bizi âdeta teshir ediyordu. Bugün bile o mecmuanın bazı resimlerini hatırlayabiliyorum.

Hulâsa çocuk, meraklı bir okuyucudur. Bunu böyle kabul ettikten sonra inkılabımız için acaba büyük bir vazife meydana çıkmazmı ? Bu büyük "küçükler kitlesini” en iyi, en güzel vasıtalarla okutmak lazım değilmidir ? Bu vazifede muvaffak olmak için her şeyden evvel çocuk ruhunun ihtiyaçlarının göz önünde bulundurmalıyız. Bazı kimseler çocuklar için kitap, gazete ve yazı deyince bir yığın bayat nasihat reçeteleri düşünürler! Bu ne şaşkınlıktır!..

Doğrudan doğruya verilen ve haplar gibi yutturulmak istenilen bu sözlerden çocuklar için fayda beklememelidir. Bazı ukalalarda " Kıssadan hisse almalı,  fikrini takip ederler, hayvanları konuştururlar, olmıyacak şeyleri olmuş gibi gösterirler, sanki bütün bu yalanlar süzülüp bir ahlak ve fazilet olacakta çocukların kalbine akacak!..

Çocuklara masal söylemek, masal okutmak zannedildiğinden çok nazik ve mes'uliyetli bir iştir. Evet, çocukların kızgın bir muhyile  sahibi olduğunu, çocukların tahyilden(3) zevk aldıklarını hep biliyoruz. Fakat çocukların bu muhyilelerini deli saçmalar ile çıldırtıp yakmaktada ne çocuk ne de cemiyet için bir fayda yoktur.. Muhyile(4) gibi bir kuvveti tahrik etmekle terbiye ve tanzim etmek bir şeymidir acaba ?!. Ben bu bahista dayima Jan JakRosunun, lafontik masalları hakkındaki tenkitlerini hatırlarım, o tilki ve karga manzumesini hatırlayınız. Çocuk peyniri ağzından kaptıran kargadan safdillik zararlarını öğrenecek? Ya tilkinin hilekârlığını öğrenmeyi tercih ederse?!.

Gerçi mesele bu değil. Hatta bence çocuk her ikisinide öğrenir, çünkü kişide bir fikir, bir hadise ve bir imkândır. Bunları bilmekte mutlaka zarar vardır denilemez. Fakat lazımdırki çocuk yalınız doğruluğu ve iyiliği sevsin. İşte asıl terbiye, asıl ahlak budur. Şu halde çocukları müstefit etmek için onların karşısına geçip mutlaka ehlak dersi vermek yahut kafalarını harcı alem masallar ve yalanlarla doldurmak lazım değildir. Kabul edelimki  “hakikaten büyük mürebbidir. “ Çocukları doğrudan doğruya yahutta dolayisiyle hakikatla temasta bulunduralım. Bunun için vasıta yalnız yılan ve fil hikâyeleri değildir. Yirminci asırda makine, ev vesaiti nakliye...

Her şey her şey, bu hakikatin içindedir.  O halde eski eşya derslerini ve yeni tabiat derslerini  “hakikat dersleri „ şekline sokarak bunlara çocuk edebiyatında mühim bir mevki ayırmak doğrudur, çocuk muhayyilesine hitap edecek yazılara gelince:  Burada en mühim hisseyi tarihe seyahatnamelere, hakikî sergüzeştlere, vukuata vermek kadar doğru bir şey olamaz. Ben İngilizce çocuk edebiyatında çok rasgeldiğimiz güzel resimli peri masallarına doğrudan doğruya taraftar değilim.

Çocuk için masal gayet tehlikeli bir şeydir. Fakat çocuk için iyi yazılmış gerek tabiî, gerekse içtimaî vak'alar kadar canlı ve istifadeli bir şey olamaz, muhayyile bahsinde en büyük hisseyi fennî, sınaî ve bediî ihtiralara ayırmak en doğru şeydir.

İlk tedrisat programlarının tarafımdan yazılan resim müfredatında ki tezyini, hayalî, ezber resim idmanlarından maksat hep budur. Bu sahede maarifimiz için yapılacak inkilâp bu usulleri sadece neşretmektir. Bu günün çocuk terbiyesinde " kendi kendini yetiştirmek „ usulünü kabul etmeli, çocuğu elleriyle çalışıp fikrî ihtiralar vücude getirmek fırsatlarına mazhar etmelidir.

"Elişi dersleri» ser levhasiyle on altı senede beri Türkiye maarifinde teşhir ve müdafaa ettiğim fikrin etrafında bugün nispeten müsayit, hatta bir derecede muhabbetli bir muhit hasıl olması beni çok sevindiriyor. Fakat bu sayifelerde iddia ediyorumki şimdiye kadar elişi namına memleketin mekteplerinde ciddiden ziyade gösterişe ehemmiyet verildi. İşi çocuk için ve tekâmül namına değil, hariç için yahut mektep için yaptırdılar. Şüphesiz bu tedrisatın hikmet ve mantığını kavrıyan mürebbilere sözüm yoktur.

Fakat umumiyetle tedrisat mevzuubahistir. Bunun yegâne sebebi henüz memleketimizde gerek maarif memurlarından gerek mürebbilerden mürekkep bir elişi mutahassıslar zümresinin teşekkül edememiş olmasıdır. Bir de " elişini „ ismine bakıp ta ellerin işi zannetmek yanlıştır. Bir iş saltanatı olan demokrasi on altı senedir işidilen sesimizi elbette herkesten fazla dinleyecektir. Biz " elişleri muallimleri mektebinin „  tesisini ve Harbiye Mektebinden zabit yetiştiği gibi buradan da iş ordusunun küçük zabitleri yetişmesini bekliyoruz. Bu fikirler etrafında bütün bir milletin çocuk terbiyesi programı hazırlanamaz mı? .

Geçen gün bir gazetede Maarif Vekili Mustafa Necati Beyin KılıçZade ile mülakatını yazan satırlar arasında Maarif Vekilinin mektepte inzibat usulleri hakkındaki sarih ve tamamiyle gelişi güzele söylenilmemiş olan bu sözlerinden çok ümitlendim. Türkiye Cumhuriyeti maarifi bütün cihan milletleri arasında çocuk ruhiyatına birinci derecede riayetkar bir çocuk harsinin (2)  temelini atamazmı?

Hatta Türkiye maarifi bu itibarile bir hususiyet bile gösteremez mi?.., Acaba Türkiye'de bunu yapacak adamlar yokmudur?

 

 
  1. Mürebbi : Eğitici erkek
  2. Hars : Kültür
  3. Tahyil:Tahayyül, Hayalde canlandırma
  4. Muhyile: Muhayyile, Hayal gücü

 

 

Word dosyası olarak okumak veya indirmek için : http://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/Murebbilere.doc

Öğrenme Devrimi projesi -İsmail Hakkı Baltacıoğlu  : http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_ihb_1

Sayfa başına dön!