O yılların Türkçesi ile yazılmış bu makaleyi hiç değiştirmeden yayımlıyoruz:

Ezbere yaşıyan adamlar

 Adamlar vardır ki hayatı ezbere yaşarlar, yani anlama­dan, körkörüne yaşarlar. Tıpkı hafızlar gibi, onlar da Kuranı ezbere okurlar, anlamadan, kavramadan! Hafızlık bir çok in­sanları sersem etmiştir. Hayatın hafızları da öğledir, yaşadık­ça, hayatın yüzüne baktıkça sersem olurlar. Bir adam tanırsı­nız, yüksek tahsil görmüştür, evine kapanmış bekler, beni bul­sunlar, benden istifade etsinler, benim dehamı tanısınlar diye bekler. İkide bir bu memlekette tekdir yok! der, kederlenir durur. Diğer bir adam tanırsınız şehrin en güzel pastahanesini açar en güzel pastaları yapar, geçer kasasına para bekler, aksuata¹edemez, kimse gelmez o yine bekler, zarar eder, o yine bekler, bunun adına sebat der, ve hiç bir şey anlamadan sebat saye­sinde her şey olur der. Günün birinde o adam dükkânını kapatır. Bunun adına «kader» der! Bunlar birer hafızdır. Haya­tı tanımıyan insanlardır. Bir taassup onları kurban etmiştir: her şeyi kitaptan öğrenmek taassubu, hayatı bile okuyarak öğ­renmek taassubu. Bu ezbere bilinen hayat yaşamak için faydasız olmak şöyle dursun, büyük bir zarardır bile!     İ. H.

¹Aksuata: Alışveriş

 1936/113

Yeni Adam'dan Seçkiler : http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_YeniAdam

 Makalenin Yeni Adam dergisinden taranmış orijinal metni (word) :http://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/YA_Secki3.doc