

- 15 Ağustos 2025
Büyük Satranç Tahtasındaki Üç Komşu Ülkenin Üç Farklı Yol Haritası: Rusya, Türkiye ve İran
Büyük Satranç Tahtasındaki Üç Komşu Ülkenin Üç Farklı Yol Haritası: Rusya, Türkiye ve İran
Tarih, bir satranç tahtası gibidir; taşlar yer değiştirir, ama oyun aynı kurallarla oynanır.
Yüz yılı aşkın süredir üç komşu ülke —Rusya, Türkiye ve İran—
modernleşme ile gelenek,
özgürlük ile otorite,
iç irade ile dış etki arasında gidip geliyor.
Her biri farklı bir yol seçti, fakat bugün hala aynı soruların gölgesinde ilerliyor.
Adalet, refah ve özgürlük aynı anda mümkün olabilir mi?
Temiz ve şeffaf yönetim bu topraklarda gerçekten kurulabilir mi?
Bu sorgulamayı derinleştirmek için,
1996'da Samuel Huntington'ın “Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması” (The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order) ve
1997'de Zbigniew Brzezinski'nin “Büyük Satranç Tahtası: Amerika'nın Küresel Üstünlüğü ve Bunun Jeostratejik Gereklilikleri” (The Grand Chessboard: American Primacy and Its Geostrategic Imperatives) eserlerine başvurmak faydalı.
Bu kitaplar, Avrasya'nın jeostratejik önemini vurgularken, günümüzün hibrit tehditlerini (dijital savaş, enerji geçişi, iklim değişikliği vb.) öngörememiş olsa da, temel dinamikleri hala geçerli.
Eski Çin geleneğindeki önemli olayları 25 yıl geriye atma pratiğini takdir ediyorum; bugün, 2025'te Türkiye ve çevresindeki gelişmelere baktığımızda, bu yaklaşım bize tarihsel döngüleri daha net gösteriyor.
Üç Ülkenin Yolculuğu
1. Rusya: Devrim, Bürokrasi, Militarizm ve Süregelen Savaş
Rusya'nın 1905'te başlayan değişimi, 1917 Devrimleri ile köklü bir dönüşüme evrildi. Lenin döneminde tek parti yönetimi kuruldu; Stalin ile baskı, sürgün ve idamlar zirve yaptı.
Ağır sanayi ve eğitimde ilerleme sağlandı, ancak bireysel özgürlük hep geri planda kaldı.
1991'de SSCB çöktü; eski parti elitleri ve güvenlik bürokrasisi yeni oligarşiyi oluşturdu.
Putin döneminde güçlü devlet ve Avrasyacı strateji öne çıktı; demokrasi alanı daraldı.
2025'te, bu miras Ukrayna Savaşı'yla somutlaşıyor. Savaşın 1268. gününde, Rusya kazanımlar elde etse de (Temmuz-Ağustos döneminde 241 km² toprak kazanımı), ekonomik yaptırımlar büyümeyi yavaşlatıyor—merkez bankası 2025 büyümesini %0.5-1.5 olarak öngörüyor.
Putin, ABD ile Alaska zirvesinde samimi çabalardan bahsediyor, ancak Rusya'nın tutumu değişmedi: Ukrayna'dan kalan toprak talepleri devam ediyor.
Bu, militarizmi pekiştirirken, Çin'e bağımlılığı artırıyor ve demografik daralmayı (nüfus azalması, etnik gerilimler) derinleştiriyor.
2. İran: Meşrutiyetten Teokrasiye ve Ekonomik Çöküşe
1906'daki anayasal monarşi denemesi, dış baskılar ve zayıf kurumlar yüzünden kesintiye uğradı.
1953'te Musaddık'ın devrilmesi, ülkenin Batı'ya bağımlılığını pekiştirdi.
1979 Devrimi ile İslam Cumhuriyeti kuruldu; anti-emperyalist söylem kısa sürede teokratik-otoriter bir yapıya dönüştü. İran-Irak Savaşı rejimi güçlendirdi, ancak ambargolar ve yolsuzluk halkı yıprattı.
Bugün genç nüfus ile rejim arasında derin bir kopukluk var.
2025'te, bu kopukluk protestolarla patlıyor: Ağustos'ta enerji krizi nedeniyle ülke çapında eylemler, maaş gecikmeleri ve yoksulluk tetikliyor.
Orta sınıf, kronik kötü yönetim ve yaptırımlar nedeniyle eriyor; IMF, 2025 büyümesini %3,1 olarak tahmin ediyor, bölgesel ortalamanın altında.
Kürt, Beluci ve Azeri bölgelerdeki ayrılıkçı talepler artarken, nükleer program ve vekil savaşlar (Hizbullah, Husiler) rejimi dışa kapatıyor, ancak iç meşruiyeti zayıflatıyor.
3. Türkiye: Cumhuriyet, Siyasi Kısır Döngü ve Ekonomik Zafiyet
1908 II. Meşrutiyet ile başlayan anayasal düzen, savaşlar ve imparatorluğun dağılmasıyla son buldu.
1923'te Cumhuriyet ilan edildi; laiklik, modernleşme ve bilim esas alındı.
1938 sonrası statükocu yönetim, Soğuk Savaş'ta İslamiyet ve milliyetçiliği ideolojik araç haline getirdi.
Çok partili hayat demokrasi için önemliydi, ancak popülizm ve kutuplaşma kurumsallaşmayı engelledi.
Modernleşme yer yer Batı taklitçiliğine dönüştü; teknoloji bağımlılığı sürdü.
Bugün laiklik-şeriat çatışması devam ediyor; toplum keskin kutuplaşma içinde.
2025'te, ekonomi pozitif döngüye girse de (enflasyon düşüşü, faiz indirimleri), büyüme %3,1'de kalıyor ve reel sektörde sessiz çöküş yaşanıyor—artışta iflaslar, protestolar.
Siyasette, İmamoğlu'nun tutuklanması gibi olaylar geniş protestoları tetikliyor; yargı bağımsızlığı erozyonu, OECD raporlarında vurgulanıyor.
Güneydoğu'da özerklik talepleri yükselirken, NATO-Rusya dengesi Türkiye'yi jeopolitik bir vezir yapıyor, ancak iç kutuplaşma potansiyeli gölgeliyor.
Gelecek Perspektifi (2025–2075)
Bu üç ülkenin geleceği, küresel güç kaymalarıyla şekillenmesi söz konusu.
ABD-Çin rekabeti, yeşil enerji geçiş ve dijital devrim.
Stratfor'un 2025 yıllık tahminine göre, ticaret kesintileri ve jeopolitik kaymalar belirleyici olacak.
Rusya:
ABD ile Çin arasında denge kurmaya çalışacak gibi gözüküyor, ancak Ukrayna Savaşı'nın yaptırımları ekonomiyi enerjiye mahkûm bırakabilir—2025'te büyüme yavaşlaması bekleniyor.
Demografik daralma ve etnik çeşitlilik, ayrılıkçı hareketleri güçlendirebilir.
Olumlu senaryo: Teknolojik modernleşme ve bölgesel ticaret (örneğin, Rusya-İran enerji paktı), otoriter yapıyı yumuşatabilir, ancak Putin'in tutumu bunu zorlaştırıyor.
İran:
Nüfusun %60'ının 35 yaş altı olması, meşruiyet krizini derinleştiriyor—2025 protestoları buna kanıt.
Dış müdahale veya rejim değişikliği, parçalanmayı tetikleyebilir.
Olumlu senaryo: Kademeli reform, kültürel özgürlükler ve ekonomik açılım (örneğin, yaptırımlara karşı Rusya-Çin ittifakı), bölgesel yumuşama sağlayabilir.
Türkiye:
Artan kutuplaşma, ekonomik kırılganlık ve yargı zayıflığı sistemi sürdürülemez kılabilir.
Ancak, jeopolitik konumu yükseliş fırsatı sunuyor—Geopolitical Futures'a göre, şimdi "Türkiye'nin zamanı".
Olumlu senaryo: Hukuk devleti, eğitim reformu ve teknoloji odaklı kalkınma (yapay zeka, yeşil enerji), Türkiye'yi lider yapabilir; aksi halde, dış baskılar özerklik taleplerini hızlandırır.
Ortak Noktalar
Üç ülkenin geleceği, ekonomik güçlenme, toplumsal uyum ve kurumsal sağlamlığa bağlı.
Hukuk devleti, şeffaf siyaset, karma ekonomi ve demokrasi olmadan, sınırlar değişmese bile fiili parçalanma kaçınılmaz.
Eğitim ve insan sermayesi yatırımları (genç nüfusun potansiyeli), bölgesel iş birliği (Karadeniz-Hazar ekonomik blokları) ve kültürel diyalog, ortak çıkış yolu.
İklim değişikliği (su krizi İran'da, tarım Türkiye'de, kaynak savaşları Rusya'da) ek bir tehdit.
Son Söz
Üç ülke, yüz yılı aşkın süredir aynı satranç tahtasında farklı hamleler yapıyor.
Ama oyun hala bitmedi.
2025'te neoliberalizmin hedef tahtasında, parçalanma riski taşıyorlar—Eurasia Group'un 2025 risk tahminlerinde Rusya'nın AB'ye düşmanlığı, İran'ın ekonomik baskıları ve Türkiye'nin iç çalkantıları öne çıkıyor.
Önümüzdeki 20-50 yıl, bu coğrafyanın kaderini belirleyecek.
Bilim, hukuk, laiklik, din ve vicdan özgürlüğü, şeffaflık ve kapsayıcı demokrasi etrafında birleşirlerse; parçalanma senaryoları tarihin tozlu raflarına kalkabilir.
Aksi halde, tarih yine soracak:
“Bu topraklarda adalet, refah ve özgürlük aynı anda mümkün olabilir mi?
Yoksa biz, büyük satranç tahtasında fil veya at olarak hep aynı hamleleri mi tekrarlayacağız?”
Yakup Battal
Emekli Tuğg.
İlginizi Çekebilecek İçerikler
Altın Bilezik Projesi
Depremzede çocuk ve gençlere destek olmak amacıyla tasarlanan bu proje, onlara hem maddi destek sağlıyor hem de beceri kazandırıyor. Katılımcılar, …

- Kasım 03, 2024
İstanbul Kent Üniversitesi ile Güçlü İş Birliği!
Değerli Paydaşlarımız, Beyaz Nokta Gelişim Vakfı olarak, toplumumuzun gelişimine katkı sağlamak için İstanbul Kent Üniversitesi ile önemli bir iş birliği …

- Aralık 19, 2024
Sıraya Saygı
Değerli dostlarımız, Sıra Saygısızlığının nelere yol açıp sonunda herkesin ortak şikayeti olan ADALETSİZLİĞE nasıl yol açtığını; sonra da bir kısım …

- Ocak 24, 2025
Tınaz Titiz TELE1 Forum Hafta Sonu Programının Konuğu
Tınaz Titiz'in, konuk olduğu 15 Nisan 2023 tarihinde TELE1 Kanalındaki FORUM HAFTA SONU Programı Siyasetçiler, toplumun önde gelen isimleri ve …

- Eylül 25, 2024
Konferans: Sürdürülebilirlik için İnovasyon
İstanbul Kent Üniversitesi ve Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı iş birliğiyle düzenlenen “Sürdürülebilirlik için İnovasyon : Yollar ve Yöntemler” konulu konferans, …

- Mart 07, 2025
Sosyal Tohumlama
Sosyal Tohumlama, bireylerin toplumsal sorunlara küçük ölçekli fikirlerle çözüm üretmesini sağlayan, bu fikirlerin daha geniş topluluklara yayılmasını hedefleyen bir platformdur. …

admin
- Eylül 29, 2024
Soru Oluşturma Tekniği (SOT)
Soru Oluşturma Tekniği, bireylerin daha iyi sorular sorarak sorgulama, eleştirel düşünme ve sorun çözme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir platformdur. Beyaz …

admin
- Eylül 29, 2024
Birleşik Akıl Ağı
Farklı uzmanlık ve kimliklerden bireylerin internet üzerinden hiyerarşisiz bir iletişim ağı oluşturarak sorunlara ortak çözümler geliştirmesini amaçlayan gönüllü bir platformdur. …

admin
- Eylül 29, 2024
Kavram Mutfağı
Kavram Mutfağı, toplumsal sorun çözme kapasitesini geliştirmek için dildeki eksik ya da bozulmuş kavramları tartışarak kavram dağarcığını zenginleştiren bir platformdur. …

admin
- Eylül 29, 2024
Altın Bilezik
Altın Bilezik Projesi Genel Bakış Altın Bilezik Projesi, Beyaz Nokta Gelişim Vakfı (BNGV) tarafından, 6 Şubat 2023 depreminden etkilenen çocuk …

admin
- Kasım 03, 2024
Zarar Vermeyen Dünya Vatandaşı (ZVDV) – I
Göç sorunu hemen hemen tüm ülkeleri sardı. Özellikle iki yönüyle, ülke yönetimlerini sınırlarına duvarlar örmeye; uçaklara doldurup başka topraklara -bir …

tinaz
- Nisan 25, 2025
Sabırsızlık
Güvensizlik Unsurları-1: Sabırsızlık Herhalde Dünyanın en sabırsız toplumlarından birisi Türklerdir. Hep acelesi vardır, hep yetişilecek bir yer, hep yapılacak bir …

ErgunMengi
- Aralık 28, 2024
Konfor Alanından Başarı Çıkmaz
Konfor Alanından Başarı Çıkmaz E. Amiral Dr. Ergun MENGİ Kurumlar ve insanlar, herkes bir tarafa koşturuyor. Bu kişiler veya kurumlar …

ErgunMengi
- Ocak 28, 2025
Geri dönüşümlü kâğıtlar, lif kısalması ve kullanım yerleri!
Lütfen başlığa bakıp “benim geri dönüşümle işim olmaz” demeyiniz, anlatacağım konu kâğıtlarla ilgili değil; herkesin her gün uğraştığı “sorun çözme” …

tinaz
- Şubat 12, 2025
Ahlakın Sonu Geldi
Dünyanın Sonu Geliyor, Çünkü Ahlakın Sonu Geldi (E) Amiral Dr. Ergun MENGİ, Dünyanın sonu geliyor mu bilmiyorum ama korkarım ahlakın …

ErgunMengi
- Aralık 19, 2024
Yorumlar