- 27 Eylül 2024
Korkmama Özgürlüğü
Bu yazının ana fikrini oluşturan korkmama özgürlüğü ilk olarak 1996 Şubat’ında yazdığım “Kimler Nelerden Korkuyor?” başlıklı yazıya dayanıyor[1]. Aynı yılın Kasım ayında A.B.D.de Bill Clinton ikinci defa başkan seçildiğinde, Beyaz Saray bahçesinde yaptığı bir teşekkür konuşmasında ilk defa duyduğum Korkmama Özgürlüğü[2] kavramı, daha sonraları aralıklı olarak üç yeni yazıya[3] konu olmuş; sonuncusunda bu özgürlüğün ekmekten bile öncelikli bir talep olması gerektiği savunulmuştu.
Bu dördüncü yazım oluyor ve korkmama özgürlüğünün niçin bu denli önemli olduğunu, A.B.D. kurucu ilkelerinin içine girecek kadar niçin önemsendiğini ve de bizim halâ bu gerçeği farketmeden nasıl yaşadığımızı sorguluyorum. Kamuoyuna ister bilgi, ister propaganda yoluyla bir şeyler anlatmaya çalışan tüm (ama tüm) mecralara bir bakınız: Tamamı ekonomik sıkıntıları ya da aksine öyle sıkıntıların olmadığını anlatıyor; ama bağlam aynı.
Bir tanesi, bu sıkıntıların hiç olmazsa bir alt katmanındaki kök sorunu ifade eden (o yazılardan alıntı) şu konuyu dile getirmiyor:
<<Şimdilerde giderek ekmeğin korkusuzluk ortamı ile ilişkisini yavaş da olsa yaşayarak keşfediyoruz. Yaşamını -muhalif siyasetçilerin de katkılarıyla- ekmek üzerine inşa etmiş yığınlar, kim olduklarını bile bilmedikleri, ama korkusuzluk (özgürlük) ortamını en üste koymuş, böylece ürettikleri her tür mal ve hizmetin dokuları içine korkusuzca sorgulayabildikleri “her şeyi” birer katma değere dönüştürüp yerleştirebilmeyi becerebilen toplumlar tarafından ezilmeye başladılar.
Bunu beceremeyenler ise bunun, yaratıcının bir sınavı olduğunu -ki pek yanlış da sayılmaz- düşünüp, sorgulamayı yasakladıkları dinin hikayat kısmına sarılıyorlar. Harari’nin deyimiyle Faydasız Sınıf[4] haline gelen bir toplum her halde kendi kendini böyle yok edebilir.
Bu ölümcül sarmalın nedeni “korkutmaya dayalı yönetim anlayışı” olup, sarmaldan çıkış formülü ise toplumsal kavram dağarcığımıza “korkmama özgürlüğü” kavramının yerleşip içselleştirilerek gerçek bir toplumsal talep haline gelebilmesidir. Bunu fark etmek ya da fark edememek; bütün mesele budur.>>
Her şeyi ama her şeyi korkusuzca sorgulayarak katma değer haline getiren toplumların baskısı giderek artıyor; hem de iki yolla. Bir yandan gelişmiş toplumlar bu silahın zaten bildikleri gücünü artıracak yenilikler (inovasyon) yaparken, diğer yandan dün bunun farkında olmayanlar da bu gücü keşfediyorlar. Toplumumuzun aydın kesimi de dahil büyük bölümü ise birbirini -sığınmacılar, silahlandırılmış halk, paramiliter yapılar ya da en azından bağırarak[5]- korkutmak peşinde.
Korkutma sebep ekmeksizlik sonuçturdense acaba bir yararı olur mu?
İlginizi Çekebilecek İçerikler
Altın Bilezik Projesi
Depremzede çocuk ve gençlere destek olmak amacıyla tasarlanan bu proje, onlara hem maddi destek sağlıyor hem de beceri kazandırıyor. Katılımcılar, …
- Kasım 03, 2024
Tınaz Titiz TELE1 Forum Hafta Sonu Programının Konuğu
Tınaz Titiz'in, konuk olduğu 15 Nisan 2023 tarihinde TELE1 Kanalındaki FORUM HAFTA SONU Programı Siyasetçiler, toplumun önde gelen isimleri ve …
- Eylül 25, 2024
Deprem Bölgesindeki Küçük Çocuklara Umut
11 yaşındaki Merve, Beyaz Nokta vakfına beklenen deprem felaketlerine hazırlık konulu sivil kanaat önderleri ve yazarlardan toplanan metinlerin yer aldığı …
- Eylül 24, 2024
Tülbek Vakfı ile Yeni Bir İşbirliği
Büyük mutluluk ve heyecanla duyuruyoruz ki Beyaz Nokta Gelişim Vakfı ve Tülbek Vakfı olarak, toplumsal kalkınma ve eğitimde daha etkili …
- Eylül 25, 2024
Sosyal Tohumlama
Sosyal Tohumlama, bireylerin toplumsal sorunlara küçük ölçekli fikirlerle çözüm üretmesini sağlayan, bu fikirlerin daha geniş topluluklara yayılmasını hedefleyen bir platformdur. …
admin
- Eylül 29, 2024
Birleşik Akıl Ağı
Farklı uzmanlık ve kimliklerden bireylerin internet üzerinden hiyerarşisiz bir iletişim ağı oluşturarak sorunlara ortak çözümler geliştirmesini amaçlayan gönüllü bir platformdur. …
admin
- Eylül 29, 2024
Kavram Mutfağı
Kavram Mutfağı, toplumsal sorun çözme kapasitesini geliştirmek için dildeki eksik ya da bozulmuş kavramları tartışarak kavram dağarcığını zenginleştiren bir platformdur. …
admin
- Eylül 29, 2024
Adil Yaşam
Adil Yaşam projesi, bireylerin doğaya ve çevreye saygılı, adil bir yaşam tarzı benimseyerek toplumsal dönüşüm yaratmalarını amaçlayan bir platformdur. Adil …
admin
- Ekim 21, 2024
Soru Oluşturma Tekniği (SOT)
Soru Oluşturma Tekniği, bireylerin daha iyi sorular sorarak sorgulama, eleştirel düşünme ve sorun çözme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir platformdur. Beyaz …
admin
- Eylül 29, 2024
Korkmama Özgürlüğü
Bu yazının ana fikrini oluşturan korkmama özgürlüğü ilk olarak 1996 Şubat’ında yazdığım “Kimler Nelerden Korkuyor?” başlıklı yazıya dayanıyor[1]. Aynı yılın …
tinaz
- Eylül 27, 2024
Kültürel DNA Onarılabilir (mi?)
Kültürel DNA nedir? Aslında bu bir benzetme; biyolojik DNA’ya benzetilerek yapılmış bir adlandırma1. Biyolojik DNA ise tüm kalıtsal özelliklerimizin kodlanmış …
tinaz
- Eylül 27, 2024
Atatürk'ü Anmak
Atatürk’ün anılacağı her yıldönümü vesilesiyle aklıma tekrar tekrar gelen bir soruyu okurlarımla paylaşmak istiyorum: Sık sık Atatürk’ün düşünme stiline referansta …
tinaz
- Eylül 27, 2024
Otobiyografi kesiti No 9
Yıl 1971, yer Zonguldak E.K.İ. (şimdiki adıyla T.T.K. Türkiye Taşkömürü Kurumu; o zamanki adıyla Ereğli Kömürleri İşletmesi). Üniversiteden sınıf arkadaşım …
tinaz
- Eylül 26, 2024
Yorumlar